Kağan

Blog List

  • 04 Kasım 2025

La Belle Personne 2008

Bu filmi ilk izlediğimde beni en çok etkileyen şey sessizliğiydi. Klasik bir lise hikayesi gibi başlıyor ama öyle değil. Herkes birini seviyor ama kimse tam olarak ne hissettiğini bilmiyor. Honore’nin kamerası duygulara çok yaklaşmıyor, sanki uzaktan izliyor gibi ama tam da o mesafe yüzünden film bu kadar vurucu. Çünkü bu filmde kimse "aşkı yaşamak...
View More
  • 08 Eylül 2025

Singing in the Rain (1952)

Dün gece içimden geldi bir anda açıp izlemeye başladım. Singing in the Rain'i ilk kez üniversite yıllarında izlediğimi hatırlıyorum. O yaşlarda hayat daha hızlı, hayaller daha büyük, romantizm daha yoğun yaşanıyor. Film bende o zaman tatlı bir mutluluk bırakmıştı sinema tarihinin belki de en neşeli, en bulaşıcı filmlerinden biri...Bu filmde özellik...
View More
  • 05 Eylül 2025

Roman Holiday (1953)

Audrey Hepburn'ün beyaz perdede yıldızlaştığı bu film, benim için sadece bir romantik komedi değil; daha çok "hayatın kısa bir kesitine sıkışmış, ama kalıcı bir iz bırakan karşılaşmaların" filmi. Roman Holiday aslında bir masal gibi başlıyor, bir prenses, rutinlerin ve protokollerin boğucu duvarlarından sıkılıp kaçar. İnsan bazen hayatın bütün düze...
View More
  • 03 Eylül 2025

Blue Valentine – Aşkın Ölümünü İzlemek

Derek Cianfrance’ın 2010 yapımı Blue Valentine filmi, izlerken hem çok tanıdık hem de tüyleri diken diken eden bir deneyim yaşatıyor. Bir aşkın doğuşu ile çöküşünü paralel kurguyla izlerken, aslında hepimizin hayatına dair kesitleri görmek mümkün. Ama filmle ilgili temel mesele, izleyiciyi kimin yanında konumlandırdığı ve hangi tarafı "mağdur" ya d...
View More