- Asuman.
+ Efendim?
- Sen şimdi arabalı vapurun güvertesinden denize bakacaksın ya...
+ Evet?
- Ciddiye alma. Bizim sevdamız ondan büyük..
Bir Demet Tiyatro, çocukluğumun neşesi...
O zamanlar televizyonun başında sadece gülmüyordum; dünyayı anlamaya çalışıyordum. Belki farkında bile değildim ama o renkli karakterlerin her biri çevremdeki birilerine benziyordu.
Hepsi bana hayatın farklı yüzlerini erken yaşta öğretti.
Şimdi geriye dönüp baktığımda fark ediyorum:
O dizide anlatılan mahalle, sadece bir mahalle değilmiş.
Bir toplumun, bir dönemin, hatta bir ruh halinin alegorisiymiş.
O zaman sadece “komik” geliyordu. Ama şimdi anlıyorum..
Gülüyorduk çünkü acıyı bilmezdik. Onlarsa acıyı kahkahaya sarmışlardı.
Bir Demet Tiyatro sadece komedi değilmiş.
O, her hafta halkın içinden bir sızı sızdırıyormuş ekrana.
Ve şimdi, yıllar sonra...
YouTube’da rastlayınca bir bölümüne, içimde bir şey titriyor.
Yalnızca güldüğüm için değil.
Artık o insanların neden öyle davrandığını anladığım için.
Çünkü büyüdüm.
Ve büyüyünce, insan kahkahanın altındaki gölgeyi fark ediyor.