+ Nubar, sen ermeni değil misin ?
- Ermeniyim.
+ Namazda ne işin var ?
- Napayım, cemaat o kadar az ki, adama ayıp olacak...
Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (1990)
Çok hüzünlü bir tane hikayesi vardı bu alyanaklı dedenin. Şöyle ki: Ayhan Işık'ın ölümünden sonra gazeteye verdiği ölüm ilanında, aralarındaki yakınlığa binaen ''Nubar baban'' olarak bahsetmiş kendisinden, Ayhan Işık ona öyle dermiş falan. Fakat ayhan ışık'ın yakınları bundan rahatsız olmuş, aralarında bir akrabalık olmadığını belirtmiş/ belirtmek zorunda kalmış/ belirtmek zorunda bırakılmış, hem zaten Ayhan Işık da gerçek soyadı olan ışıyan'ı (ermeni ismini çağrıştırdığı için) kullanamamış/ kullanmamak zorunda kalmış/ kullanmamak zorunda bırakılmış, çok yabancısı olmadığımız durumlar...Nubar Terziyan bunun üzerine ilanını tekzip etmiş/ etmek zorunda kalmış/ etmek zorunda bırakılmış...
hep bir şeyler yapmak, gitmek, ölmek zorunda olan/ zorunda bırakılan bir halkın hüzünlü bir hikayesini o da deneyimlemiş işte bu topraklarda, kim bilir daha neler deneyimlemiştir bilmediğimiz/ bilemediğimiz/ bilmemek zorunda bırakıldığımız ama bilmemiz, hissetmemiz, üzülmemiz gereken.
Birlikte çalıştığı herkesin "canlandırdığı karakterlerden bile daha iyi insandı" dedikleri muhteşem sinema emekçisi...
Kadrosunda Sean Connery, İngrid Bergman ❤  ve Jacqueline Bisset gibi oyuncuların olduğu "Murder on The Orient Express" filminde seyyar satıcı olarak ufak bir rolü vardır, filmin hemen başında 5-10sn kadar kadrajda kalır. Sinema tarihimiz açısından 224 uzun metraj sinema filmleri toplamda 300 den fazla filmde rol alan bu sanatçımızı elin oğlu 3-5 sn ile figüran etmiş. O zamandan belliymiş sinemamızdan bir bok olmayacağı..
“Çok param olsaydı ne yapacaktım.. Hadi tutun bir araba alacaktım, o da kapının önünde duracaktı.. Belki de hırsızlar gelip lastiklerini sökeceklerdi. Şimdi köşeye çıkıp dolmuş beklerken önümden kim geçse, ‘Buyrun Nubar Bey’ deyip arabasına davet ediyor.. Parası olanın bir, bilemedin iki arabası olur. Ama gönül insanı olursanız bütün herşey sizindir… Sinemada parayı starlar kazanır. Biz o çok para alanların çevresini sarar onların biraz daha şöhrete kavuşmasını sağlarız. Devlet sağolsun, borçlanarak emekliye ayrıldık.. Geçinip gidiyoruz işte…”