- Yani sonuç seçimlerde hep aynıdır. Acı. Her neyi seçersen seç, seçemediğin hep üzüntü kaynağı olacaktır. Aklın hep o seçemediğinde kalacaktır. O seçemediğini seçmiş olsaydın, gene bana bu soruyu soracaktın. Hayatta her şey yüzde ellidir. Aklınla davransan yüreğin, yüreğinin sesini dinlesen aklın sana bu soruyu hep soracaktır. Seçemediğin hep acı verecek. Bu sabit acı hep olacak.
+ Bu kadar mı umutsuz yani? Güzel bir yanı yok mu bu seçimlerin?
- Olmaz olur mu var. Acını seçmekte özgürsün...
Repliği ile kadın erkek ilişkisinde tanımlayamadığımız, dillendiremediğimiz o şeyi çok güzel açıklamıştır.
“Aşk ve acı ikisi de birbirine benzer, varken ne acıya ne aşka alışamazsın tam alıştığını hissettiğin anda da ikisi birden yok olurlar. Bir hikayede karakterlerin her biri kendini gerçekleştirmek ister, ama birinin gerçekleşmesi öbürünün yok olması demektir. Bu böyledir ve başka türlü olamaz.birine karar vermek diğerini kaybetmek demektir.kelimeler en başarılı olduklarında bile aciz kalan sembollerdir.”
Adı asla sorulmayan, biliniyorsa söylenmeyen, görülmeyen, ne olduğu nerede olduğu bilinmeyen kadın görülmeyi bile haketmeyen o kadın, kimsenin tanımadığı ama herkes için bir yeri olan hiç akıldan çıkmayan o kadın... Müthiş replikleri olan değişik hiç rastlanmadık bir tarzda bir film. İlişkilerin felsefi boyutta incelenmesi de harika işlenmiş.Müzik ve film kültürü belli bir noktaya gelmiş herkesi derinden etkileyecek çok duygusal ve ilişkileri sorgulatan harika bir müzikal olmuş. Ne yazık ki bizim düşünmekten ziyade saçma sapan esprilere gülmeyi seven milletimize ağır geldiğinden gişede pek iş yapmamış... İzlerken Scenes of a Marriage (Ingmar Bergman) filmi aklıma geldi aslında bir çok film aklıma geldi ama Kadın-erkek ilişkisinde evliliğin boyutlarını bu kadar geniş bu kadar güzel işleyebilen bir film daha yoktur sanırım o film için;
“Sahteliğimiz ancak böyle güzel anlatılabilirmiş... “ demiştim, halbuki “O Kadın” gibi de güzel anlatılabilirmiş…
Bilirsiniz bazı filmler sizin için özeldir, o film başkalarınca hoş bulunabilir ya da ilginç gelebilir, ama sizin tüm benliğinizi sarar, hatta bazen filmin soundrackını cep telefonunuza yüklemekle kalmaz, müzisyenini deli gibi araştırırsınız. Sakin olun burada tek bir kişi var ve hepimizin telefonunda zaten bulunuyor, Sezen Aksu!
“Duygular herkes için değişik şekillerde yaşanır ama kelimeler herkes için aynıdır bazen hiç bir anlam ifade etmezler…”
Filmin bir yerinde Erol Günaydın şöyle söylüyor;
- Bir şarkıda, bir kitapta ya da bir filmde, yazar; ya yaşamıştır ya gözlemlemiştir ya da hayal etmiştir.
Bu sözden hemen sonra David Fincherın filmleri gibi bir son ile film darbeyi indiriyor. Fakat asıl söylemek istediğim Sezen Aksu ile alakalı. Bu kadın neler yaşamış neler görmüş neler gözlemlemiş olabilir ki milyonlarca insandan her birinin mutlaka bir şeyler hissedeceği, yüreğine dokunabileceği şarkıları yazmış ve bestelemiş ve bir ilk olabilir sadece bir insanın yazdığı şarkılara dayanarak ortaya bu kadar uzun bir film çıkarmak...
Bu ve benzeri repliklerin havada uçustuğu, Sezen Aksu şarkılarıyla alıp götüren film.
Sezen Aksu yıllardır bizim hikayelerimizi en güzel şekilde anlatmıyor mu zaten?
Bir ara fare imlecini videoyu kapatma tuşunun üzerine getirdiğimi hatırlıyorum ama nasıl olduysa ben filmin sonunda duygusal anlamda dolu gözlerle buldum kendimi. Seçimlere, zamana, kayıplara dair bir çok film izledim ama; bu film hepsini beynime kazıyan film oldu. Belki de Sezen Aksu dan dolayıdır emin değilim fakat etkisinin çok büyük olduğunu hissedebiliyorum.
Gerçekten herkesin hayatında bir ''O kadın'' var mıdır bilinmez ama aslında en çok acıyı çekendir o.
Hiç bir kadın “O kadın” olmayı hak etmez.
ama herkes de sevdiğine kavuşamıyor, kavuşanlar ise bunun kıymetini bilemiyor.
hele ki “o” kadın..
Önünde farklı seçimler olmasına rağmen acıyı seçer. Soramazsın bazen, böyle biter aşk. En başta kalbine sormalıydı gerçekten istediği şeyi... Yapmadı...